Arda Turan’ın hikayesinde sıradan bir futbolcu profilinden çok daha fazlası var. Çocuk yaşta Galatasaray altyapısına girdiğinde kimse onun bir gün Katalonya’da Camp Nou çimlerinde koşacağını hayal etmemişti. Ama o, o zamanki disiplini, teknik becerisi ve sahadaki zekasıyla çok erken fark edildi.
Genç yaşta A takıma yükselmek herkes için kolay değil. Türkiye’de altyapıdan gelerek futbolcu olmak isteyenler, Arda’nın yaşadıklarından çok şey öğrenebilir. Altyapıdan çıkan bir oyuncunun en önemli avantajı, kulübün ruhuna ve taraftarın beklentilerine daha iyi hâkim olması. Arda, tam da bu yüzden Galatasaray’da yıldızlaşabildi.
- Galatasaray Altyapısından Doğan Yetenek
- Avrupa’ya Transfer: Atlético Madrid Yılları
- Barcelona Deneyimi ve Büyük Sahne
- Türkiye Milli Takımı’nda Liderlik
- Kariyerinden İlginç Bilgiler ve İpuçları
Galatasaray Altyapısından Doğan Yetenek
Arda Turan futbolun mutfağında yetişti. 12 yaşında Galatasaray altyapısına adım attı. Genç takımda kısa sürede fark edilen Arda, 2004 yılında henüz 17 yaşındayken A takıma yükseldi. Galatasaray altyapısında fiziksel olarak zayıf görünse de, oyun zekası ve teknik becerisi sayesinde koçların dikkatini çekmeyi başardı. 2006-2007 sezonunda ligde gösterdiği performans onun yıldızının parladığı yıl oldu.
Galatasaray altyapısında antrenörler, yetenekli oyuncuları akademi sistemiyle hem teknik hem karakter olarak geliştiriyor. Arda, bu sistemin en önemli ürünlerinden biri. Altyapı kategorilerinde yaşıtlarına göre öne çıkan birkaç özelliği vardı:
- Oyun görüşü ve çabuk karar alabilmesi
- Dar alanda rahat top sürme yeteneği
- Mücadeleci yapısı ve asla vazgeçmeyen karakteri
Zamanında Fatih Terim, Arda için "saha içinde liderlik özellikleri gösteriyor" diyerek ona güven verdi. O sezon Türkiye Kupası finalinde attığı gol ve üst üste yaptığı asistler, taraftarın Arda'yı daha çok sevmesini sağladı.
Galatasaray’ın kendi altyapısından böyle bir yıldız yetiştirmesi, başka gençler için de ciddi bir motivasyon oldu. Okuldan çıktığında koşa koşa Florya’daki idmana giden çocuklar, Arda’nın hikayesini gerçek bir örnek olarak gördü. Özellikle Arda Turan, kulüp geleneğinden gelen disiplinli oyuncu modelini gençlere gösterdi.
Avrupa’ya Transfer: Atlético Madrid Yılları
Arda Turan 2011 yazında Galatasaray’dan ayrılıp, o dönem La Liga’nın parlayan yıldızı Atlético Madrid’e transfer oldu. Transfer bedeli 12 milyon euro olarak açıklandı – bu, o dönemde Türk futbolu için rekor bir satıştı. Arda, böylece hem maddi hem manevi olarak ülkesinde fark yarattı.
İspanya’daki ilk günleri kolay geçmedi. Dil bilmemek, yemek alışkanlıkları, sert antrenman temposu… Bunların hepsiyle baş etmeyi başardı. Diego Simeone, ona her zaman güvendi ve ilk 11’de ona düzenli olarak forma verdi. Özellikle takım oyunu, mücadeleci yapısı ve ani ataklarda pas yeteneği ile ön plana çıktı. 2012’de UEFA Avrupa Ligi’ni kazanırken takımın kilit isimlerinden biri oldu. Takım aynı yıl UEFA Süper Kupa’yı da müzesine götürdü, Arda’nın asistleri ve oyun zekası sıkça konuşuldu.
2013-14 sezonunda işler bambaşka bir noktaya geldi. Atlético Madrid, Real Madrid ve Barcelona gibi devleri geride bırakıp La Liga şampiyonu oldu. Arda, bu tarihi başarıda önemli bir rol oynadı. Özellikle şampiyonluk maçında ceza sahası çevresinde yaptığı presler ve yaptığı asist hafızalara kazındı. Taraftarın ona taktığı "El Turco" lakabı, oradaki saygının göstergesiydi.
Arda Turan’ın bu dönemde öğrendiği 3 kritik şey vardı:
- Takım taktiğine sadık kalınca kişisel başarı geliyor.
- Yabancı bir ülkede uyum sağlamak için ön yargılardan arınmak gerekiyor.
- Arda Turan, Türk futbolcularının Avrupa’da başarılı olabileceğine herkesin gözünü açtı.
Madrid’de geçirdiği dört sezon boyunca kazandığı tek şey kupalar olmadı; kendisini Avrupa vitrinine taşımayı başardı. Atletico’dan sonra da yolu Barcelona’ya düşecekti.

Barcelona Deneyimi ve Büyük Sahne
Arda Turan’ın Barcelona’ya transferi, Türk futbolu için de büyük bir dönüm noktasıydı. 2015 yazında, yaklaşık 34 milyon euro gibi dikkat çekici bir bonservis bedeliyle Katalan devine imza attı. Bu gelişiyle, La Liga’da forma giyen Türk futbolcular arasında en çok konuşulan isim haline geldi.
Arda, Barcelona’da ilk sezonunda FIFA'nın verdiği transfer yasağı yüzünden sahaya çıkmak için Ocak 2016’yı beklemek zorunda kaldı. Oynama süresi geciktiği için, takımdaki yerini almak daha da zorlayıcı oldu. Ancak sahaya çıktığında kısa sürede ilk 11’e katkı sağlamaya başladı. Özellikle orta saha rotasyonunda hem asistleriyle hem de oyun zekâsıyla dikkat çekti.
Barcelona günlerinde attığı gollerin ve yaptığı asistlerin en önemli özelliği, genelde skoru değiştiren anlardan gelmesiydi. 2016-17 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi grup aşamasında Borussia Mönchengladbach'a karşı yaptığı hat-trick, onu bu alanda Barcelona formasıyla hat-trick yapabilen ilk Türk oyuncu yaptı. Takımın as oyuncuları olmadığı zamanlarda Arda genellikle ilk 11’de yer aldı ve rotasyonun vazgeçilmezi oldu.
- İlk sezonunda 18 La Liga maçında oynadı, 3 gol attı.
- Toplamda Barcelona formasıyla 55 resmi maça çıktı.
- 13 gol, 8 asistle tamamladı.
- En çok orta saha ve sol kanatta oynadı.
’Arda Turan’ ismi, Barcelona gibi bir devde yer almak isteyen her Türk futbolcuya şunu gösterdi: Disiplin ve çalışmayla en büyük sahnelere çıkmak mümkün. Sahaya çıkmadan önce videosu izlenen futbolcular listesinde haftalarca ilk sıralarda yer aldı. Bu bile Türk oyuncular için moral oldu.
Sezon | Maç | Gol | Asist |
---|---|---|---|
2015-16 | 25 | 2 | 4 |
2016-17 | 30 | 11 | 4 |
Barcelona kariyerinde çok üst düzey maçlarda yer bulmak zor olabilse de, Arda’nın özellikle yedekten geldiği anlarda takıma sağladığı katkı unutulmaz. Kulübün inişli çıkışlı dönemlerinde takım içindeki uyum gücü ve çok yönlü oyun tarzı birçok genç oyuncuya ilham verdi. Bugün altyapılarda Barcelona hayali kuran gençler arasında Arda’nın imzası hâlâ konuşuluyor.
Türkiye Milli Takımı’nda Liderlik
Arda Turan’ın milli takım kariyeri, kelimenin tam anlamıyla inişli çıkışlı ama unutulmaz anlarla dolu. İlk kez genç yaşta A Milli Takım forması giydiğinde yıl 2006’ydı. Göreve başladığında, takımın oyun zekasına liderlik edebileceği hemen anlaşıldı.
Euro 2008, Arda Turan için adeta vitrine çıkma senesiydi. Çeyrek finaldeki Çekya maçı hâlâ hafızalarda. Takım geri düştüğünde attığı gol işin seyrini değiştirdi. O turnuvada, genç yaşına rağmen sahada sakin kalabilen, kritik anlarda sorumluluk alan Arda, taraftarın da gönlünde başka bir yere oturdu.
2015’te milli takım kaptanlığı teslim edildiğinde hiçbir futbolcu bundan şaşırmadı. Çünkü oyun içindeki enerjisi, saha dışında ise takımın bir arada kalmasını sağlayan karakteriyle herkesin saygısını kazanmıştı. Özellikle 2016 Avrupa Şampiyonası elemelerinde, takım moral olarak kötü durumdayken attığı gollerle grubu yükselme potasına sokmayı başardı.
Kaptanlık sorumluluğu kolay bir iş değil. Arda, kadroya yeni katılan genç oyunculara çoğu zaman abilik yaptı. Antrenman sahasında tecrübelerini paylaşarak futbolcuların uyum sürecini hızlandırdı.
İstatistiklere bakınca, Arda Turan Türkiye Milli Takımı formasıyla 100'ün üzerinde maça çıkıp takım kaptanlığını yıllarca üstlendi. Milli takımda lider olmak isteyen gençlere en çok tavsiye edilen konu ise Arda’nın sahadaki çalışkanlığı ve pes etmeme huyu. Onun hikayesi, yetenekten çok çalışkanlığın ve dayanıklılığın başarıyı getirdiğinin net bir örneği.

Kariyerinden İlginç Bilgiler ve İpuçları
Arda Turan denince akla sadece sahadaki oyun değil, aynı zamanda inişli çıkışlı ve çok yönlü bir kariyer geliyor. Onun futbol hikayesinin en dikkat çekici detaylarından biri, İspanya La Liga’da şampiyonluk yaşayan ilk Türk futbolcu olmasıdır. 2013-14 sezonunda Atlético Madrid ile La Liga’yı kazandı. Bu, o dönem hem kendisi hem de Türk futbolu için büyük bir başarıydı.
- Arda, Şampiyonlar Ligi Finali’nde oynayan çok az Türk oyuncudan biri. 2014’te Atlético Madrid’le finale kadar çıktı fakat sakatlığı nedeniyle finalde oynayamadı.
- Barcelona’da oynama fırsatı bulan ilk Türk futbolcu oldu. Transferi gerçekleştiğinde bir transfer yasağı nedeniyle 6 ay boyunca resmi maça çıkamadı; bu sürede sürekli çalışmaya devam etti.
- Galatasaray’da oynarken 2008-09 sezonunda Süper Lig’in asist kralı oldu.
- Kariyeri boyunca 100’den fazla kez A Milli Takım formasını giydi ve uzun süre kaptanlık yaptı.
Rakamlara göz atmak isteyenlere kısa bir tablo bırakayım:
Kulüp | Kupa | Maç | Gol |
---|---|---|---|
Galatasaray | 2 | 190 | 44 |
Atlético Madrid | 4 | 178 | 22 |
Barcelona | 6 | 55 | 15 |
Arda’nın Avrupa’daki başarısını görmek isteyen gençler için birkaç kısa ipucu:
- Yabancı dil öğrenmek büyük avantaj. Arda, İspanya’da hızlıca İspanyolca öğrendi, bu ona takımda yer açtı.
- Takım oyununa uyum sağlamak önemli. Bireysellik Avrupa’da kabul görmüyor, Arda da bu yüzden pas oyununa çok çalıştı.
- Zorlu dönemlerde sabretmek gerek. Barcelona’daki transfer yasağı süreci, sabrın öne çıktığı bir dönemdi.
- Milli takımda kaptanlık yapmak sorumluluk gerektiriyor. Arda, saha dışındaki olaylara karşı da iletişim becerisini geliştirdi.
0 Yorumlar