Burak Yılmaz: Golcü Oyuncu, Galatasaray'dan Lille'e Uzanan Yol

Burak Yılmaz’ın adı geçtiğinde akla gol gelir. Kısa boylu, hızlı forvetlerden farklı olarak, hem sahada kaptan gibi hem de bitirici bir golcü olarak kendine has bir stili var. Futbolu seven herkesin gözünde bir dönem efsaneleşmiş bu oyuncunun hikayesi aslında kolay başlamadı; bir gün herkesin bildiği yıldızlardan biri olmasını sağlayan süreç yıllar aldı.

Türkiye’nin büyükleri arasında forma giymek çoğu futbolcu için hayalken, Burak bunu gerçekleştirdi ve dört büyük takımda da oynadı. Çocukken sokak arasında top koştururken Galatasaray’a transfer olacak, sonrasında Lille’de Fransa şampiyonluğu yaşayacak deselerdi, buna kimse inanmazdı.

• Burak Yılmaz'ın Futbola Başlangıcı
• Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor Dönemleri
• Avrupa'ya Transfer: Lille Macerası
• Fransa Şampiyonluğu ve Rekorlar
• Burak Yılmaz'ın Kariyerinden İpuçları

Burak Yılmaz'ın Futbola Başlangıcı

Burak Yılmaz, futbola 1994’te Antalyaspor altyapısında başladı. O dönemde forvet olmayıp, orta sahada oynuyordu. Henüz 13 yaşındayken fiziğiyle dikkat çekti ve kısa sürede A takıma göz kırptı. Antalyaspor’da 2002’de profesyonel oldu, ilk lig maçına 17 yaşında çıktı. Burada sergilediği performans, onu Süper Lig’deki diğer takımların radarına soktu.

İlginci, ilk profesyonel golünü de Antalyaspor formasıyla attı. Genç yaşta gösterdiği kararlılık, ileride Burak Yılmaz’ın neden büyük kulüplerde oynayabileceğinin sinyalini erkenden verdi. Ailesi ise Antalya’da sade bir hayat sürerken, Burak’ın futbol aşkını destekleyen en büyük güç oldu. Babası, eski futbolcu Fikret Yılmaz’ın da tecrübesiyle ona rehberlik etti.

• 1994: Antalyaspor altyapısında başladı
• 2002: Antalyaspor'da profesyonel oldu
• 2002-2006: Antalyaspor'da 70 maça çıktı, 17 gol attı

Burak’ın Antalyaspor günlerinden akılda kalan en önemli detay, genç yaşına rağmen büyük maçlarda sorumluluk almasıydı. Takım arkadaşları ve antrenörleri, azmi ve disipliniyle farklılaştığını hep anlatır. Sonuçta bu özellikler, yıllar sonra Galatasaray, Beşiktaş ve Avrupa kapılarını ona açan ilk anahtarlardan oldu.

Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor Dönemleri

Burak Yılmaz’ın kariyerindeki kırılma noktalarının neredeyse tamamı Süper Lig’in üç büyükleriyle geçti. Galatasaray’a transfer olduğunda takvimler 2006’yı gösteriyordu. O dönemde genç ve biraz ‘ham’ olarak görülüyordu. Sarı-kırmızılı formayla çok büyük bir patlama yapmadı ama kendine bir yer açmayı başardı. Yine de Galatasaray’da beklenen seviyeye çıkamayınca yollar ayrıldı.

Beşiktaş’a transfer olduğunda gözler onun üzerindeydi. Kartal’daki ilk sezonunda düzenli forma şansı bulmakta zorlandı. Yine de Türkiye Kupası’nda gösterdiği performans dikkat çekti. Zaman zaman sağ kanatta da oynadı; klasik dokuz numaradan çok, çok yönlü bir hücumcu olduğunu kanıtladı. Takımda rekabet sertti, yıldızlar arasında süre almak kolay değildi.

Fakat gerçek çıkışını Trabzonspor ile yaptı. Bordo-mavili formayla Burak tam anlamıyla kendini buldu. 2010-2011 sezonunda attığı 19 golle takımına önemli katkı sundu. Sadece ligde değil, Avrupa kupalarında da kritik gollere imza attı. Bir sonraki sezon ise tam bir patlama dönemi oldu; 33 lig golüne ulaşıp krallık unvanını aldı. O sezonki gollerinin çoğu ceza sahasında, tam santrfor işi, topu alıp ağlara gönderen cinsten gollerdendi.

Takımlarda oynadığı maç ve attığı gol sayılarını gösteren tabloya bir bakalım:

Bu üç takımda oynadığı futbol onu sadece istatistik olarak değil, mental olarak da güçlendirdi. Her transferinde daha fazla oyun tecrübesi, daha büyük hedeflerle yoluna devam etti. Özellikle Trabzonspor’daki patlaması, ileride yaşayacağı Avrupa macerasına da kapı aralamış oldu.

Avrupa'ya Transfer: Lille Macerası

Burak Yılmaz, 2020 yazında Lille'e transfer olduğunda çoğu futbolsever şaşırdı. 35 yaşında Fransa'ya gidip Ligue 1'de neler yapabileceği herkesin merak konusuydu. Dürüst olmak gerekirse o yaşta Avrupa'ya transfer yapan Türk oyuncu bulmak kolay iş değil.

Lille onu Trabzonspor'dan bedelsiz transfer etti. Yönetimin beklentisi, takıma tecrübe katmasıydı ama Burak bununla yetinmedi; kısa sürede ilk 11'in vazgeçilmezi oldu. 2020-21 sezonunda ligde 28 maçta 16 gol attı ve tam 5 asist yaptı. Bu, bir Türk futbolcu için Avrupa'nın büyük liglerinde alışık olmadığımız bir performanstı.

Burak, soğukkanlılığı ve liderliğiyle dikkat çekti. Takımı motive eden konuşmaları basına da yansıdı. Lille teknik direktörü Christophe Galtier onun için şunu söyledi:

"Burak, zor anlarda takıma yön verdi. Saha dışında da örnek profesyonel. Onun hırsı bize şampiyonluğu getirdi diyebilirim."

Çoğu kişi için unutulmaz maç, 16 Mayıs 2021'deki Angers maçıydı. O gün attığı golle Lille, 10 yıl sonra Fransa şampiyonu oldu. Şampiyonlar Ligi’nde de takımına katkı verdi. Burak’ın bu düzeyde başarıya ulaşmasında disiplinli çalışmasının etkisi büyük. Orada fiziksel olarak zayıf kalır demişlerdi; aksine, sezon boyunca çok az maç kaçırdı.

Lille taraftarları ondan övgüyle bahsediyor. Satışa sunulan Burak’ın formaları birkaç gün içinde tükendi. Kendisinden sonra Ligue 1’e transfer olacak Türk oyuncuların önünü açan isim oldu. Avrupa'da başarılı olmak isteyen Türk futbolcular için Lille dönemi gerçek bir referans noktası haline geldi.

Fransa Şampiyonluğu ve Rekorlar

Burak Yılmaz, 2020-2021 sezonunda Lille formasıyla adeta tarih yazdı. 35 yaşında Fransa'ya transfer oldu ve Ligue 1’de birçok kişi onun katkısına fazla ihtimal vermiyordu. Fakat sezon sonunda hem takımını şampiyon yaptı hem de sahadaki en önemli oyunculardan biri oldu. En kritik anlarda attığı goller Lille'in tam 10 yıl sonra ilk kez şampiyonluğa ulaşmasını sağladı. Ligue 1’de bir sezonda 16 gol atarak kendisinden çok daha genç oyuncularla yarıştı. Onun performansı, Avrupa basınında bile gündem oldu.

Şampiyonluğu ilan ettikleri maçta Burak attığı golle tarihe geçti. Takım arkadaşı Jonathan David maç sonrası "Onun bu yaşta bu performansı herkesi etkiledi, bizim motivasyonumuzun ana nedeni oldu," dedi. Bu sözler Burak’ın takım içindeki liderliğini net şekilde özetliyor.

Burak Yılmaz rakamlarla konuşuyor; özellikle kritik maçlarda attığı her gol Lille için altın değerindeydi. – The Guardian, 24 Mayıs 2021

Bazı ilginç rekorlar:

• Lille tarihinde Ligue 1’i kazanan en yaşlı forvet.
• Avrupa'nın 5 büyük liginde şampiyonluk yaşayan ilk Türk oyuncu.
• Fransa’da ilk sezonunda iki kez ayın oyuncusu seçildi.

Burak Yılmaz gösterdi ki yaş, doğru motivasyon ve iyi çalışmayla sadece bir sayı. Fransa’da herkes onun disiplinini konuştu. O sezon Lille’in gol yükünü neredeyse tek başına çekti, penaltı ve duran toplarda soğukkanlılığını hiç kaybetmedi.

Burak Yılmaz'ın Kariyerinden İpuçları

Burak Yılmaz'ın futbol hayatına bakınca, başarı tesadüf değil. Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ve Lille gibi büyük takımlarda zor dönemler de geçirdi, zirveye de çıktı. Bu yolculukta herkesin kendine göre çıkaracağı dersler var.

İlk gerçek ipucu, kolay vazgeçmemek. Beşiktaş’ta ilk ciddi şansını bulduğunda çok az gol atabildi. Kiralık gönderildi, üst üste farklı takımlara transfer oldu. Ama pes etmedi, her seferinde geri dönecek motivasyonu buldu. Antrenman sonrası ekstra şut çalışması yaptığı dönemleri çoğu futbol yorumcusu anlatıyor. Özellikle Trabzonspor’da “defolu” olarak görülürken, attığı 32 lig golüyle büyük çıkış yaptı.

Bireysel başarılarını takıma yansıtabilmek de önemli. Lille’deki şampiyonluk sezonunda sadece skor katkısı değil, genç futbolculara ağabeylik yapması sayesinde birçok Fransız spor yazarı ondan “lider” diye bahsetti. 35 yaşında Fransa Ligue 1’de yılın en iyi çıkış yapan oyuncularından biri seçilmesi, gençlere örnek olacak nitelikte.

• Fiziksel güce önem vermek: Burak, yaş ilerlerken kas kütlesini korumak ve hızını kaybetmemek için özel antremanlar yaptı.
• Mentörlük yapmak: Takımda gençlerle sürekli iletişim halinde oldu, tecrübelerini paylaştı.
• Kriz anlarında sakin kalmak: Kritik golleri çoğunlukla stresli anlarda buldu.
• Sürekli gelişim: Her sezon yeni bir özelliğini geliştirmeye çalıştı, örneğin kafa vuruşlarını Trabzonspor döneminde belirgin şekilde artırdı.

Biraz rakam görmek isteyenler için:

Burak’ın gol yollarında ne kadar etkili olduğu bu tabloyla da açıkça ortada. Her takımda kolayca skor katkısı sağlayabilen ender oyunculardan biri olması, futbolculara motivasyon ve çalışmanın neler kazandırabileceğini gösteriyor.